ŞAHHÜSEYİNOĞLU KİTAPLARI: 2
Hekimhan Dağlarında 335 Gün İşçilerin Direnişi
Emekli olduktan sonra kireç
ocağı ve maden ocaklarında işçi olarak çalışan Şahhüseyinoğlu, Malatya-Hekimhan
ve Hasançelebi greviyle ilgili çalışmaları, halkın ve demokratik kitle
örgütlerinin ve basının desteğini; siyasi iktidarın engel ve baskılarını belge
ve canlı tanıkların anlatımıyla, Hekimhan
Dağlarında 335 Gün İşçilerin Direnişi adıyla kitaplaştırır. Kitap, konuyla
ilgili önemli ve derli toplu tek kaynak sayılır.
Mahmut Makal: “Emeğe Saygı”
Mahmut Makal: “Emeğe Saygı”
İnsanlığın gerçek tarihi emeğin tarihidir. Emekçi ve
onun emeği, toplum yaşamının ve gelişiminin temel öğesidir. Üretim eylemini
oluşturan emek yaşamın kaynağıdır. Üretim güçlerinin canlı ve düşünen öğesi ise
işçidir. Ama, işçinin emeğinin bir sömürü ve yıpranma aracı olma yerine bir
mutluluk kaynağı haline dönüşmesi gerekir…
Kapitalistlerin ve emekçinin kişilikleri değişiktir.
Üretim araçlarına sahip olamayan emekçinin, emeğinden başka dayanağı yoktur.
Bunun bilincine varması, içinde bulunduğu koşulları anlaması, sömürüyle
savaşımında gerçek insana özgü nitelikler kazandırır ona: örgütlenme inancı ve
örgütçülük, disiplinlilik, yiğitlik, metinlik ve insanı baskı altına alan,
aşağılayan bir şeyden nefret…
Günümüzde küresel bilinçlenme artarken, ilerici
anlayış yayılmakta ve böylece uyanmanın toplumsal dayanağı genişlemektedir. Bu
gelişim sürecinde işçilerin bilinci de artmakta, kapitalizmin oyunları
konusunda yararlı deneyimler kazanmaktadırlar. Çalışan kesim, haklarını elde
etme yolunda yürümekte, aslında doğal hakları olan ama tarihsel süreç içinde
bilek ve kafa gücüyle elde ettiği grev, gösteri, parlamento kürsüsü, radyo,
basın sayfaları, bildiri ve tartışmalı konferanslar gibi silahlardan
yararlanmaktadır.
İşçi kesiminin ekonomik istekler uğraşısı, köklü
toplumsal ve politik değişimler uğraşısına sıkı bağlarla bağlanmaktadır. İşçi
kesiminin yürüttüğü hareketin dayanağı toplumsal temel de çağımızda gittikçe
genişlemektedir. Köylü yığınları, esnaf, küçük tüccar, orta halli memur ve
emekçi aydınlar da sömürüldüklerini anlamaya ve haklarını aramaya
başlamışlardır. Çünkü çeşitli ülkelerdeki köylüler köylerini terk ederek
yığınlar halinde koca kentlere akın etmekte ve işsizle ordusuna katılmaktadır.
Yerlerinde kalan küçük mülk sahibi köylülerse, bin bir yoksulluğa katlanarak
borç harç içinde parça buçuk tarlalarında tutunmaya çalışmaktadırlar. Bu
durumda, çalışanların tabanı genişlemektedir. Bugün, işçi ve köylü örgütleri
birçok ülkede omuz omuza çalışmaktadır. Görülüyor ki, işçi kesimiyle birlikte
köylülerin, aydınların, küçük burjuvazinin çıkarları iç içedir. Hakların alınması
ise, daha önce elde edilmiş yasal silahların kullanımıyla gerçekleşecektir.
Sözü Şahhüseyinoğlu’nun yapıtına getirmek istiyorum:
Bu yapıtta, Hekimhan’ın altı maden dolu dağlarında,
Hasançelebi bölgesinde uygulanan ilginç bir grevin öyküsünü okuyacaksınız.
Yapıtın yazarı, aynı zamanda sendikanın şube başkanıdır. Başlangıcından sonuna
kadar tam 335 gün grevin sorumlu yürütücüsüdür. O yüzden, yazdıkları, işçi
arkadaşları ve köylülerle birlikte yaptığı gerçeklerdir. Burada anlatılanlar,
yukarıdan beri söylediklerimizi doğrulamakta, Türkiye işçi sınıfının tarihine
dikilen bir anıtın öyküsü olmaktadır. Yapıt boyunca, örnek bir halk
dayanışmasını heyecanla izleyecek ve “Bu halkla her şey yapılır ama onlara
yaraşan yönetici gerekir” diyen yabancılara hak vereceksiniz. Bilinçlenmeye
başlayan işçileri tanıyacaksınız. Bu bilinçlenmeye, bu dayanışmaya, halkın da
anlayışına ve gücüne saygı duyma, onu destekleme, böyle bir halkla övünme
konumunda olanlarınsa, oynadıkları küçük oyunlar içinde iyice küçüldüklerini göreceksiniz…
İnsanlığın ana ereği, kendi sorunlarına sahip
çıkabilmektir. Kurtuluşun oradan geleceği bilinir. Bunun adı gerçek
demokrasidir. Kapitalist çıkar çevrelerinin geciktirmeye, yozlaştırmaya
çalıştıkları da işte bu demokrasidir. Kafasıyla gönlüyle insanlığın
gelişmesinden yana olan çağdaş insanın gönlüne girecek, içini umutla dolduracak
bir yapıtla karşı karşıyayız. Bu umutla halka güvenmenin, halkın verdiği
güvenin umududur…
Yorulmaz savaşımcı Şahhüseyinoğlu’nun büyük bir emek
ve çaba sonucunda oluşturduğu bu yapıt, emeğin, dolayısıyla işçi sınıfının
tarihine büyük bir katkıdır. Kendisini kutlarken, bu yapıtı okuduktan sonra
dilime dolanan rahmetli Celal Vardar’ın bir sekizliğiyle sonluyorum sözlerimi:
Ben halkım
Yarı aç yarı
tokum
Yalanda
talanda yokum
Bin yıllık
yurdumda
Yalınayak,
işsiz
Okulsuz
çocuklarım
Ben halkım
Sevmiyorsanız
korkun! 14
14 Mahmut Makal’ın 23 Mart 1992 tarihinde kitaba yazdığı
önsöz.
S. ÖZEROL: Dirençli Eğitimci-Örgütçü ve Araştırmacı Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu, Ürün Yay. Ankara 2009, s. 115
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder