2 Haziran 2014 Pazartesi

H. Nedim Şahhüseyinoğlu’na Mektup

H. NEDİM ŞAHHÜSEYİNOĞLU’NA MEKTUP
Alaittin Bayazıt

     Yarın ne olacağımız belli değil...
     Nedim ağabeye gelmiş bir mektubu sizlerle paylaşmak istedim.
     Kimsenin, emeğinin, hizmetin değerinin olmadığı bir dünyada bize bu kadar yakın değerimize bizim söyleyemediğimizi, söylemekte cimri davrandığımız şeyleri bir okuru yazmış Nedim Ağabeye. Ben de teşekkür ediyorum Sayın Alaattin Beyazıt'a.
     Demek ki "ben" yerine "biz" ve başkalarının verdiği emeğe saygı duyanlarda var öylesi kişilerden çok uzak kalmışız…

     Emel Sungur, 17 Nisan 2014

     “Yakın Tarihimizde Kitlesel Katliamlar”, “Dünden Bugüne Düşünceye ve Basına Sansür”, “Bozuk Düzende Yaşam”, “Özürlü Demokrasi” başlıklarını taşıyan kitaplarınızla değerli “Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Eğitim ve Kültür Vakfı”’nızın ilk yayını olduğu belirtilen “Hatayi Divanı”nı bıraktığınız emanetten aldım; bu değerli armağanlarınız için çok teşekkürler sevgili hocam, sağ olun…

     Yaşamınızdan belirleyici nitelikteki kesitler sunduğunuz, yer yer Gogol, Çehov; yer yer Aziz Nesin, Sabahattin Ali tadındaki “Bozuk Düzende Yaşamak” kitabınızı kesintisiz okudum. Diğer üç kitabınızı “Başucu Kitapları”m arasına koydum, her fırsatta okuyorum.”Hatayi Divanı’na (sayenizde) sahip olmak ayrıca sevindirdi beni.

     Gerek yaşam öykünüzden sunduğunuz kesitler gerek diğer çalışmalarınızdan okuduklarım bana Sovyet devriminin ölümsüz isimlerinden Yakov Mihayloviç Sverdlov’un kişiliğini ve mücadelesini anımsattı. Çağrışımdaki bağlantı şu; Lenin, cenazesinde yaptığı konuşmasında (aklımda kaldığı kadarıyla) şöyle diyor:
“Büyük bir dostu kaybettik. Ama daha acısı yeri doldurulamayacak bir örgütçü yoldaşımızı kaybettik. Artık Sverdlov yoldaştan doğan boşluk için her biri onar yoldaştan oluşacak en az on gruba ihtiyacımız olacak…”
İzninizle, yaptığınız mücadeleler içinde sergilediklerinizle sizi, ona benzettim sevgili hocam. Yoksa onu mu size benzetmeliydim?

     Sosyal olaylarda “monografik yöntem”, “bütün bir toplumu temsil edecek özelliklere sahip bir toplumsal kesitin, tüm özelliklerini kavrayabilecek bir süre içinde, yaşayarak gerçekleştirilen, gözlem etkinlikleridir” şeklinde tanımlanır. Yaşantınızdan kesitlerle ilgili anlattıklarınız birer monografi raporu gibi. Seçtiğiniz örnek olaylar yaşandıkları zaman dilimleri açısından tüm Türkiye’yi özetleyecek nitelikte…

     Kitaplarınızda üslup tutarlılığı hâkim; bunu sağlamak için özel çaba sarf ettiğinizi hissettiren bir paragrafa rastlamadım okuduklarım içerisinde. Tutarlılığın nedeninin birikiminiz ve samimiyetiniz olduğunu düşünüyorum naçizane…

     Anlatımınızda dikkat çeken başka bir özellikte nesnelliğiniz. Olayların en ürküntü verici yanlarında bile okuru soğukkanlı tutmayı başarıyorsunuz. Bunu yeri geldikçe uzak nedenleri ve uzak hedefleri hatırlatarak/bildirerek başarıyorsunuz. Anlatımınızın bir başka dikkate değer yanı da yeri geldiğinde -kendiniz de dâhil- olay kişilerin psikolojileri ile ilgili yaptığınız, edebi boyutları olan, sıcak çözümlemeler… Bu ve üslubunuzdaki benzer özellikler tüm kitaplarınıza roman boyutu da kazandırıyor. (Naçizane.)

     Sevgili Nedim Hocam, kitaplarınızdan okuduklarım bana yakın tarihimizle ilgili bilmediğim çok şey öğretti; çok şeyi hatırlamama neden olup unutkanlık hapishanesinin kimi kapılarını açtı; çok şeyin de zamanında dikkatimden kaçmış olduğunu fark ettirdi. Size içten teşekkürlerimi iletirim. İnanıyorum ki okuyan ve okuyacak her insanımızda da bendeki duygu ve düşünceler oluşacak. Okumaya başladığımdan beri kitaplarınızdan çevremdeki yakınlarıma söz ediyor, hararetle tavsiye ediyorum. İsterdim ki bu kitapları dost, düşman herkes okusun.

     Sevgi ve saygılarımla… 
14 Nisan 2014, Ankara 

     Mektubu yazan Sayın Alaittin Bayazıt ve ileten Sayın Emel Sungur'a teşekkürler... 
     Süleyman ÖZEROL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder