|
Hasan GÜL |
HASAN ABİ
Hasan GÜL
Emekli Öğretmen-İlköğretim Müfettişi
Hasan Abi ile köylerimiz birbirine 2 km. mesafededir. Aramızda
yaş farkı da çoktur. Hasan Abi’nin öğretmen olduğu 1949 yılında ben ilkokul
3.sınıf öğrencisi idim. Ablası bizim köyde evli idi. Ablasına geliş
gidişlerinde uzaktan görerek farklı giyiniş ve davranışları dikkatimi
çekiyordu; ancak uzaktan ilgi ile izliyordum. Takip eden yıllarda ben de
Akçadağ Köy Enstitüsüne öğrenci olarak girdim. Herhalde onun da ilgi alanına
girmiştim ki ablasına gelişlerinde beni çağırır yanına alır konuşurduk.
Köylerimiz dağ eteğine sıralanmış Kırlangıç, Kilise (Onatlı),
Mamazar (Doğangeçit), Budalauşağı (Işıklı), Zeydanlı (Oluklu) köyleri idi. Akçadağ
Köy Enstitüsüne mesafeleri 3-6 kilometredir. Köy Enstitüsünün kuruluş
yıllarında Kırlangıç köyünden Ali Kaya, Hüseyin Gökbulut, Kilise Köyünden Hasan
Şahin (Hasan Nedim Şahhüseyinoğlu), Budalauşağı Köyünden Hasan Kalaycı mezun
olmuşlardı. Hasan Abi dışındakilerle ilişkilerim çok sonra oldu.
Hasan Abi ile abi kardeş ilişkimiz 1956 yılında kendisi
Doğanşehir Suçatı Köyü ilkokuluna öğretmen olarak atandığı yılda başladı. Suçatı
Köyü’nü oluşturan halk bizim köyden ayrılmadır; yani Mamazar Köyü halkından
oluşmuştur. Halkının çoğu benim yakınlarımdır. Ayrıca bir ablam orada evli idi.
Bu nedenle sık sık giderdim. O zaman Köy Enstitüleri kapanmış, ben Akçadağ
Öğretmen Okulu öğrencisi sayılıyordum ve 5. sınıftaydım. Hasan Abi beni
öğretmen görüyor, ilişkileri öyle kuruyor, ben de kendimi o havada görüyor
gururlanıyordum. Suçatı’ya her gittiğimde mutlaka buluşuyor görüşüyorduk. Yatma
dışında bütün zamanımız birlikte geçiyordu. O yıllarda benim gördüğüm en
belirgin özelliği çok okumasıydı. Bir kitaplığı vardı. Belki benim Hasan
Abi’den kaptığım özelliğim de okumaktı.Onun tavsiyesi ile o yıllardan itibaren
yeni yıllarda belli gün ve haftalarda birbirimize kitap hediye
ediyorduk.1957-1958 öğretim yılında öğretmen okulunu bitirdim.Arapgir ilçesinin
bir köyüne atandım. Hasan Abi de askere gitmişti.1959-1960 öğretim yılında
Akçadağ ilçesinin Dede Köyü İlkokulu öğretmenliğine atandım. Hasan Abi de aynı
yıl askerlik dönüşü Doğanşehir ilçesi Çığlık Köyü ilkokuluna atanmıştı. Zaman
zaman buluşur dertleşirdik. Ancak okulların tatilinde daha çok görüşüyor fikir
alışverişinde bulunuyorduk. Ortak düşüncemiz köylerimizde okul çağındaki
çocukların velileri ile ilişki kurarak çocukların okutulmasına teşvik
etmekti.1962 yılında Doğanşehir ilçesi Suçatı Köyü ilkokuluna atandım. Böylece
Hasan Abi ile aynı ilçenin birbirine yakın köylerinde çalışıyorduk. Daha çok
görüşüyor, eğitim öğretim çalışmaları ve halkla ilişkiler yönünden iş birliği
yapıyor birbirimizin fikirlerinden yararlanıyorduk. Hasan Abi ilçenin sevilen
sayılan bir öğretmeniydi. Köy ve köylülerin bireysel sorunları ile mutlaka
ilgilenirdi. Bu nedenle görev yaptığı yerde sevilip sayılıyordu. Her konuda
yeterli ve yetkin bilgisi vardı. Bu yüzden bütün öğretmenler tarafından sevilip
sayılıyordu.1965-1966 öğretim yılına kadar bu ilişkilerimiz devam
etti.1965-1966 öğretim yılında Hasan Abi Malatya merkez Şeker İlkokuluna
atandı. Bu tarihten sonra sık sık görüşmüyorduk, ancak çalışmalarını uzaktan
takip ediyordum. O yıllarda en büyük özelliği öğretmen örgütleri içinde yer
alarak etkin görev yüklenmek oldu. O zamanın öğretmen örgütü olan, yerelde
Malatya Öğretmenler Derneği, Türkiye genelinde Türkiye Öğretmenler Derneği
Milli Federasyonu yönetiminde görev aldı. Bu dernek içindeki etkin
çalışmalarıyla bütün öğretmenler tarafından tanınıyordu. Ancak diğer taraftan
hükümete yakın basın ve kurulların amirlerin tepkisini çekiyordu. Soruşturmalar
geçiriyor,tehdit ediliyor,baskı görüyordu.
Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) kuruldu.1967 de Türkiye
Öğretmenler Sendikası Malatya Şube başkanlığına seçildi. Bu arada Malatya
Merkez Fırat İlkokulu öğretmenliğine atanmıştı. Öğretmen örgütleri içindeki
etkin çalışması bu örgütlere üye öğretmenlerin ilgisini çekiyordu; ancak
idarenin de öfkesine neden oluyordu. Baskılar giderek artıyordu.1969 yılındaki
öğretmen boykotunda da etkin rol aldı. O tarihte bir öğretmene siyasilerin
baskısını Malatya Valisine anlatmak istedikleri bir görüşmede Vali Sabri Sözer’in
makamındaki bir tartışma şikâyet konusu olduğunda olay basına sızdı. Bu olay
Hasan Abi nin tanınmasında daha etkili oldu. Öğretmen örgütleri, bu örgütlere
üye olan öğretmenler solcu,sosyal demokrat çevreler Hasan Abi’yi övüyor: Basına
da manşet oluyordu.Tutucu çevreler,bürokrasi yeriyor,kızıyor,baskı
kuruyordu.Olay mahkemeye taşındı.Öğretmenler yürüyüşler yaptılar. Bu olaylar
arasında 1969 Nisan ayında Bilecik ili Gölpazar ilçesi Dereli köyüne sürüldü.2
yıl kadar bu görevinde çalıştı. Mahkeme kararı ile Mart 1971 tarihinde Malatya
ya yeniden atandı. Aynı yıl ben de Malatya ili Yeşilyurt ilçesinde bir okul
müdürlüğüne atanmıştım. Malatya’da oturuyordum. Evlerimiz birbirine yakındı. Bazen
evlerde bir araya geliyorduk, hafta sonunda Öğretmenler Lokalinde buluşuyorduk.
Konuşmalarımız, tartışmalarımız sürgün, ceza, baskı üzerine idi. Bu arada ben
de payıma düşeni almıştım: 1969 öğretim yılındaki öğretmen boykotuna katıldığım
için Eğitim Enstitüsü pedagoji (Eğitim) bölümü mezunu olamama rağmen ilköğretim
müfettişliğine atanamamıştım. O yıllarda şimdiki köyümüz olan Cumhuriyet Örnek
Köyünün kuruluş çalışmaları vardı. Zaman zaman bu amaçla köylere gidiyor
çalışmalarda bulunuyorduk. 1974 yılında ilköğretim müfettişi olarak başka bir
ile atandım.1975 yılında Hasan Abi emekli oldu. Kendisi ile ilgili bilgileri
ancak basından veya arkadaşlardan öğreniyordum. Bu arada boş durmadı: Türkiye
Bağımsız Maden İşçileri Sendikası başkanlığına seçildi.1978 yılında sendikadan
ayrıldı. Kısa bir süre Karayollarında çalıştı, bir süre sonra orayı da bıraktı.
Benim tanıdığım Hasan Abi 1971 yılından itibaren sıkıntılar
çekti. Yoksul bir aileden geliyordu, çocuk sayısı çoktu, ekonomik sıkıntı
çekiyordu. Üstelik çocuklarının hepsi okuyordu. Bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi,
egemen güçlerin baskısı da cabasıydı. Hani derler ya:’’Askeri darbeler
demokrat, devrimcileri silindir gibi ezdi.’’ :Vallahi benim yakından gördüğüm
her faşist hareket önce Hasan Abi’yi silindir gibi ezdi. Kapısında polis eksik
olmazdı. Her gün yan yana idik. Bütün bu sıkıntılar içinde dimdik ayakta idi. Ancak
o günleri acı doluydu. Öldürülen devrimci, demokrat arkadaşlarımızın
cenazelerinde buluşuyorduk; Muharrem Yıldırım, Halit Ertaş’ın cenazesinde
olduğu gibi... Hasan Abi Ankara’ya yerleşti. İlişkilerimiz ancak telefon
aracılığı ile devam etti. Orada da yoğundu. Pir Sultan Abbdal Derneği, Yeni Köy
Enstitüleri Vakfın’da yer aldı. Bir taraftan da kitap yazma çalışmaları vardı. Bugün
kitaplığımda onlarca kitabı vardır. Yazımızın girişinde saydığımız beş köy
birleştirilmiş yeni bir köy meydana getirilmişti: Cumhuriyet Örnek Köyü. Hasan
Abi bu köyün kuruluş öyküsünü de kitaplaştırdı. Köy muhtarlığında ve köy
okulunda zengin birer kitaplığın oluşturulmasında çok katkıları oldu. Son
görüşmemizde bir kültür sitesinin yapılması isteği vardı. Eğer girişimde
bulunursak oğlunun da maddi katkıda bulunacağını söyledi. Bu arada sağlığı da
iyi değildi yürüme zorluğu çekiyordu.
Kız kardeşinin cenazesine geldiğinde bir daha görüştük biraz
daha yıpranmıştı. Çok hasta olup yoğun bakımda olduğunu bir telefon mesajından
öğrendim. Durumunu kardeşi Şahin’den sordum; doğruladı hastanede olduğunu
söyledi. Ortak dostumuz olan Zeynep Gül Özşen’i aradım durumu anlattım. Zeynep
Hanım hastaneye giderek durumu görmüştü. Sabahleyin beni aradı Hasan Abi’nin
vefat ettiğini söyledi. Tarihi 25 Nisan 2014 idi. Hasan Abi’me tanrıdan rahmet
dilerim.